FFA (Fundus Floresein Anjiografisi) Göz Anjiyografisi
30.04.2025

FFA (Fundus Floresein Anjiografisi) Göz Anjiyografisi

Göz Anjiyosu (FFA, Fundus Floresein Anjiografisi), tıp literatüründe Fundus Floresein Anjiografisi (FFA) olarak bilinen, göz dibi damarsal yapılarının değerlendirilmesinde kullanılan önemli bir tanı yöntemidir. Teknik, 1961 yılında Indiana Üniversitesi tıp öğrencileri olan H.R. Novotny ve D.L. Alvis tarafından retinal hastalıkların değerlendirilmesi amacıyla tanımlanmıştır. FFA, damar içine floresein adı verilen bir boya maddesinin enjekte edilmesini takiben, bu boyanın retina damarlarından geçişinin özel filtreler kullanılarak görüntülenmesi esasına dayanır. Yöntem sayesinde retinal dolaşım dinamik olarak değerlendirilebilmekte, damar tıkanıklıkları, sızıntılar, anormal damarlanmalar ve diyabetik retinopati, yaşa bağlı makula dejenerasyonu gibi birçok göz hastalığında tanısal bilgiler elde edilebilmektedir. Günümüzde dijital teknolojilerin gelişimiyle birlikte daha hassas ve kapsamlı analizler yapılabilmektedir. 

Göz Anjiyosu (FFA, Fundus Floresein Anjiografi) Nedir?

Fundus ortası boş olan organların giriş noktasından en uzak kısma dip denir. Göz açısından bakıldığında, göz organının en derin kısmında bulunan optik sinir, retina ve retina damarları gibi yapılar bu dip kısmına ait olarak adlandırılır. Göz Anjiyosu ya da Fundus Floresein Anjiografi (FFA) yöntemi, çoğunlukla göz dibindeki hastalıkların teşhisinde kullanıldığı için son derece önemli bir tanı aracıdır.

Fundus Floresein Anjiografi (FFA), özellikle retinal hastalıkların teşhisinde kullanılan etkili bir görüntüleme tekniğidir. Hastanın koluna floresein adı verilen sarı bir boya enjekte edilir ve özel bir kamera ile göz dibi fotoğraflanır. Boya kan dolaşımı ile göz damarlarına ulaştığında, bu damarların yapısı ve fonksiyonu hakkında değerli bilgiler sağlar. FFA, diyabetik retinopati, yaşa bağlı makula dejenerasyonu, retinal tıkanıklığı, retina yırtılması ve vitreus gibi hastalıkların teşhisinde hekimlere yardımcı olur. İşlem sırasında göz dibi damarlarından sızıntı, tıkanıklık veya anormal damar oluşumları gibi patolojik değişiklikler tespit edilebilir. Bu tanı yöntemi, minimal invaziv olmasına rağmen bazı hastalarda alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Uygulama öncesinde hastanın alerji öyküsü dikkatle değerlendirilmelidir. 

Fundus Floresein Anjiyografi Neden Yapılır?

Fundus Floresein Anjiyografi, özellikle retina damar tıkanıklığı gibi durumların teşhisinde büyük öneme sahiptir. Retinopati ve Mikroanevrizmalar gibi anormal retina kılcal damarlarıyla ilgili sorunların belirlenmesi için de kullanılır. Retinitis Pigmentosa gibi genetik göz hastalıklarının ilerlemesini izlemek amacıyla da faydalıdır. Doktorlar, hastaların tedavi süreçlerini daha etkili bir şekilde yönetebilirler. Papilödem yani optik disk ödemi, Hipertansif retinopati, Kanser ve Diyabetik Retinopati gibi göz sağlığını tehdit eden durumların tespiti için de kullanılmaktadır. Makula dejenerasyonu ve Retina Dekolmanı gibi komplikasyonların erken dönemde fark edilmesi, tedavi şansını artırmaktadır. Kan Dolaşım Sorunları, iltihap veya tümörlerin göz üzerindeki etkilerini incelemek için de bu yöntem oldukça etkilidir. 

Göz Anjiyosu (FFA, Fundus Floresein Anjiografi) Nasıl Yapılır?

Göz Anjiyosu (FFA, Fundus Floresein Anjiografi) işlemi, kişinin sağlık durumunu analiz etmek için önemli bir tekniktir. Bu süreçte hastaneye yatış yapılmasına gerek yoktur ve damar yolu açma işlemleri uygulanmaz. İlk olarak, FFA görüntülemesi için kol üzerinden bir damar yolu açılır. Hastanın göz dibi için doğru görüntülerin alınabilmesi adına gereklidir. Damar yoluyla floresein adlı bir madde verildikten sonra hasta otururken işlem başlar. Özel madde, gözün arka kısmındaki damarları ve yapıları daha net bir şekilde görmek için kullanılır. Hastanın gözbebeği genişletilmeden önce özel filtreli aletlerle göz dibi görüntüleri çekilir.  Fundus Floresein Anjiografi işlemi  kısa bir süre alır ve hastalar bu süre zarfında herhangi bir rahatsızlık hissetmezler. İşlem bittikten sonra hastalar derhal günlük aktivitelerine dönebilirler. 

Göz Anjiyosu (Fundus Floresein Anjiografi, FFA) Riskleri Var mıdır? 

Göz Anjiyosu (Fundus Floresein Anjiografi, FFA) uygulaması, tTıbbi müdahaleler arasında değerlendirildiğinde, düşük riskli bir prosedür olarak sınıflandırılmaktadır. Ancak, bu yöntemle ilgili bazı yan etkiler bildirilmiştir. Araştırmalara göre, yan etki oranları genel olarak %0,083'tür. Bu oranlar sınıflandırıldığında, hafif (%1,24), orta (%0,2) ve ağır (%0,04) olarak tanımlanmıştır. FFA uygulaması sırasında en yaygın olarak karşılaşılan yan etkiler arasında bulantı, kötü tat, karın rahatsızlığı ve hapşırma gibi belirtiler bulunmaktadır. Bu durumlar geçici olup, hastaların çoğunluğunda önemli bir sorun teşkil etmemektedir. Uygulama sonrasında ortaya çıkan mide bulantısı da sıkça görülen bir yan etkidir ve genellikle kısa süreli olmaktadır. Floresein maddesi, vücutta kısa bir süre bulunduktan sonra böbrekler aracılığıyla dışarı atılmaktadır. Vücudun normal işleyişi içinde gerçekleşir ve hastaların genel sağlık durumu üzerinde olumsuz bir etkisi yoktur. Göz Anjiyosu uygulaması bazı potansiyel yan etkiler içerse de sağlık uzmanları tarafından dikkatlice değerlendirildiğinde güvenilir bir seçenektir.

 

Blog Son Eklenenler
FFA (Fundus Floresein Anjiografisi) Göz Anjiyografisi
FFA (Fundus Floresein Anjiografisi) Göz Anjiyografisi
Göz Anjiyosu (FFA, Fundus Floresein Anjiografisi), tıp literatüründe Fundus Floresein Anjiografisi (FFA) olarak bilinen, göz dibi damarsal yapılarının değerlendirilmesinde kullanılan önemli bir tanı yöntemidir. Teknik, 1961 yılında Indiana Üniversitesi tıp öğrencileri olan H.R. Novotny ve D.L. Alvis tarafından retinal hastalıkların değerlendirilmesi amacıyla tanımlanmıştır.
Argon Lazer Nedir?
Argon Lazer Nedir?
Argon lazer, tıpta ve özellikle oftalmolojide yaygın olarak kullanılan bir lazer teknolojisidir. Gözdeki iç dokuları fotokoagülasyon yöntemi kullanarak tedavi etme amacı taşır. Fotokoagülasyon, lazer ışığını kullanarak hedeflenen dokularda küçük yanıklar oluşturarak istenmeyen veya zarar görmüş dokuları yok etme işlemidir.
YAG Lazer Kapsülotomi ve İridotomi Nedir?
YAG Lazer Kapsülotomi ve İridotomi Nedir?
YAG lazer, göz hastalıklarının tedavisinde kullanılan en etkili lazer türlerinden biri olarak öne çıkmaktadır. Özellikle oftalmoloji alanında sıkça başvurulan bu teknik, katarakt ameliyatı sonrası oluşan bulanıklığın giderilmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Katarakt ameliyatı sonrasında, bazı hastalarda "sekonder katarakt" olarak adlandırılan ve lens kapsülünün arka kısmında bulanıklık meydana gelebilir.
Görme Alanı Testi Nedir?
Görme Alanı Testi Nedir?
Görme alanı testi, göz hastalıklarının tespit ve ilerlemesinin takibinde önemli bir rol oynayan bir tanı yöntemidir. Göz sağlığının korunması ve olası hastalıkların erken teşhisi için rutin olarak kullanılmaktadır.
Vitrektomi Nedir, Hangi Durumlarda Yapılır?
Vitrektomi Nedir, Hangi Durumlarda Yapılır?
Vitrektomi, gözde bulunan vitreus adı verilen jelimsi maddenin cerrahi olarak çıkarıldığı bir ameliyattır.
Çizilen Gözlük Camı Nasıl Düzelir?
Çizilen Gözlük Camı Nasıl Düzelir?
Çizilen gözlük camı, gözlük kullanan herkes için can sıkıcı bir durumdur. Gözlüklerin günlük yaşamda sağladığı konfor ve netlik, zamanla meydana gelen çiziklerle tehdit altına girebilir. Çiziklerin gözlüklerin görüş kalitesini olumsuz etkilemesi, özellikle de yüksek numaralı camlarda daha belirgin hale gelir.
Dinlendirici Gözlük Ne İşe Yarar?
Dinlendirici Gözlük Ne İşe Yarar?
Günlük yaşamda uzun süre dijital ekranlara maruz kalmak, okuma gibi göz yorgunluğunu artıran aktiviteler, gözlerde rahatsızlık ve yorgunluk hissine neden olabilir. Bu tür durumlarda gözlerin daha az zorlanmasını sağlayan dinlendirici gözlükler devreye girer.
Vitreus Nedir?
Vitreus Nedir?
Vitreus, Latince bir kelime olup Türkçe'de "cam gibi" ya da "camsı" anlamına gelir. İnsan ve omurgalı canlılarda, retina ile lens arasında bulunan boşluğu dolduran berrak jel, vitreus olarak adlandırılır.
T-Soft E-Ticaret Sistemleriyle Hazırlanmıştır.