Kontakt lensler, görme bozukluklarını düzeltmenin yanı sıra estetik açıdan da tercih edilen bir yöntemdir. Ancak bazı kişilerde, lens kullanımına bağlı olarak alerjik reaksiyonlar gelişebilir. “Lens alerjisi” olarak bilinen bu durum, göz sağlığını olumsuz etkileyebilir ve yaşam kalitesini düşürebilir. Lens alerjisinin oluşum nedenlerinden, en sık görülen belirtilerine ve etkili tedavi yöntemlerine kadar tüm detayları bu içerikte bulabilirsiniz.
Lens alerjisi, kontakt lens takan kişilerde göz yüzeyinin ve çevresindeki dokuların alerjik tepki vermesiyle ortaya çıkan bir durumdur. Alerji, lens materyaline, lens solüsyonuna veya lens üzerinde biriken proteinlere karşı bağışıklık sisteminin aşırı reaksiyonu sonucu gelişir. Alerjik reaksiyonlar, gözlerde kaşıntı, sulanma, kızarıklık ve rahatsızlık hissi gibi belirtilerle kendini gösterir. Bazı kişilerde belirtiler, lens kullanım sürelerinin uzaması ya da hijyen kurallarına uyulmaması gibi faktörlerle şiddetlenebilir. Lens alerjisi ile başa çıkmak için, alerjik reaksiyona neden olan maddelerden kaçınmak ve düzenli olarak göz doktoruna danışmak önemlidir. Hipoalerjenik lensler ve uygun lens solüsyonları kullanmak da yararlı olabilir.
Lens alerjisi, tek bir sebebe bağlı olmaktan çok farklı faktörlerin bir araya gelmesiyle ortaya çıkabilir. İşte lens alerjisinin en yaygın nedenleri:
Lens materyaline karşı hassasiyet: Kontakt lensler; silikon hidrojel, hidrojel veya sert gaz geçirgen materyaller gibi farklı maddelerden üretilir. Bazı kişiler, materyallerin yapısında bulunan maddelere karşı bağışıklık sistemi tarafından algılanan bir hassasiyet geliştirebilir. Lens takıldığında göz yüzeyinde tahriş, kızarıklık ve kaşıntı gibi tepkiler ortaya çıkar.
Lens solüsyonlarındaki kimyasallar: Lens temizliği için kullanılan solüsyonlar, mikrobiyal kontaminasyonu önlemek amacıyla koruyucu maddeler içerir. Koruyucular (örneğin benzalkonyum klorür gibi) bazı kişilerde alerjik reaksiyon tetikleyebilir. Hatta solüsyonun pH değeri veya bileşimindeki diğer katkı maddeleri bile göz yüzeyinde irritasyona yol açabilir.
Protein ve lipid birikimi: Lensler, gözyaşındaki proteinler, yağlar ve mukus gibi doğal maddeleri zamanla yüzeylerinde biriktirir. Düzenli temizlik yapılmadığında birikintiler bozulur ve bağışıklık sistemi tarafından “yabancı madde” olarak algılanarak alerjik tepki başlatılır.
Yanlış kullanım alışkanlıkları: Lensin doktorun önerdiği süreden uzun süre takılması, gece çıkarılmadan uyunması veya önerilen değişim periyoduna uyulmaması göz sağlığını bozar. Oksijen geçirgenliğini azaltır ve mikrobiyal ve alerjik reaksiyon riskini artırır.
Mevsimsel ve çevresel alerjenler: Polen, toz akarları, duman, hayvan tüyleri gibi alerjenler; lensin göz yüzeyinde oluşturduğu ortamda daha uzun süre kalabilir. Bahar aylarında ve yoğun alerjen bulunan ortamlarda lens alerjisi riskini yükseltir.
Göz kuruluğu ve gözyaşı kalitesindeki bozukluk: Gözyaşı miktarı veya kalitesi düşük olan kişilerde, lens yüzeyinin yeterince nemlenmemesi nedeniyle sürtünme artar. Göz yüzeyini alerjik reaksiyonlara daha açık hale getirir.
Lens alerjisi yaşayan kişilerde genellikle şu belirtiler görülür:
Gözde kızarıklık ve tahriş
Kaşıntı veya yanma hissi
Aşırı sulanma
Bulanık görme
Işığa karşı hassasiyet (fotofobi)
Lens takarken rahatsızlık hissi
Göz kapağında şişlik
Lens alerjisinin tedavisinde alerjiye sebep olan faktörün belirlenmesi ve ortadan kaldırılmasıdır. Tedavi süreci şu şekilde ilerler:
Belirtiler ortaya çıktığında lens kullanımına geçici olarak ara verilmelidir. Lenslerin uzun süreli kullanımı bazı rahatsızlıklara yol açabilir. Süreçte gözler dinlenir ve iyileşme sağlanır. Gözler dinlendiğinde, göz yüzeyindeki tahriş ve rahatsızlık hissi azalır, böylece daha sağlıklı bir görme deneyimi elde edilir.
Göz damlası alerji durumlarında, göz doktoru tarafından reçete edilen antihistaminik veya antiinflamatuar göz damlaları kullanmak, rahatsız edici belirtileri azaltır. Alerjik reaksiyonlar, gözlerinizi olumsuz etkileyebilir. Uygun tedavi yöntemlerini uygulamak, yaşam kalitenizi artıracaktır.
Alerjiye sebep olan lens materyali veya solüsyonun değiştirilmesi gerekebilir. Kullanıcıların gözlerini rahatsız eden maddelerden uzak durmaları, konforlu bir deneyim sağlar. Tek kullanımlık günlük lensler bu noktada daha hijyenik bir seçenek olabilir. Günlük lensler, her gün taze bir lens kullanarak, bakteri ve alerjenlerin birikmesini önler. Gözlerdeki irritasyon ve alerjik reaksiyon riski önemli ölçüde azalır.
Lensleri takmadan önce eller mutlaka yıkanmalı ve temiz tutulmalıdır. Lens kutusu düzenli olarak temizlenmeli ve hijyenik bir ortam sağlanmalıdır. Kullanılan solüsyonların son kullanma tarihi geçmeden kullanılmasına dikkat edilmesi, göz enfeksiyonları gibi sağlık sorunlarının önlenmesi açısından önemlidir.